r

10 Ocak 2013 Perşembe

benden parçalar-1

Mum sexi oldu  galiba :)

Aileye açılmak ve biraz öyküm


Benim hikayemde diğer trans bireylerden farklı değil.Geleneksel bir türk ailesinde normal bir muhitte doğdum kendime çocukluğuma dair pek hatıra yok zihnimde sadece hayal meyal kızlarla seksek oynadığım yada ip atladığım anlar kaldı.Asla futbol oynamadım asla mahalle delikanlılarıyla arkadaşlık etmedim zaten bu gurp tarafından dışlanmıştım.Daha bu zamanlarada psikolojik şiddet görmeye başlamıştım bile.Lisenin karıkılıklısıydım o dönemlerden sadece bir arkadaşım oldu o da bear bir gay :p  16 - 17 yaşlarımda başladı ilk.Ablamım makyaj malzemlerini keşfettim önce sonra elbiseler ayakkabılar bir anda kendi dünyamın prensesiydim olmak istediğim beden buydu.19 yaşlarımda Taksimde ilk kez gittiğim gay bar queen hayatımı tamamen deiştirdi.Benim gibi hisseden insanları ilk defa görüyordum :) tabi bu hikayeler diğer yazılarımda...

Barda tanıştığım birinim cep telefonuma attığı aşk mesajları meraklı kardeşlerim tarafından keşfedilince olan oldu .Yaw kardeşim madem aşk mesajı yolluyosun neden adınıda mesajın sonuna ekliyosun :P yani bu herif yüzünden hayatım karmançorman oldu.Napıcam ne edicem diye düşünürken psikologlarmı dersin doktorlarmı dersin   yasaklamalarmı dersin neler neler yaşattı sağolsun ailem.Sonra ne oldu kabullendiler halimi bi süre dışladılar orda burda takıldım bi yandanda üniveristemi bitirip seni ötekileştiren bu dünyada tutunabilmeliydim.bu dönemlerimide atlıyorum :)
okul bitti askerliktende kıçıma koca bir tekmeyide yiyince kendimi iş hayatında bulu verdim neyseki mesleğim durumumu kaldırıyor gerçi güzelce sömürülüyorum o ayrı.

Sonuç olarak zorunlu olarak aileme açıldım belkide böylesi daha iyi oldu.Çevremdeki bir çok arkdaşım gibi gizli olabilirdim.Dış görünüşüme bu kadar müdahale edemeyebilirdim.Belkide asla hormon kullanamazdım.İnanın gizlemek çok yorar sizi uygun zamanı ve uygun anı bekleyin sadece.Tabi Aile yapınızı bilemiyorum bazı ailere hiç açılmamak daha iyi belkide.

Bu yazımı okuyan  benim gibi hisseden birileri var mutlaka.Ordasın ekranın başında başkaların hayatlarını okuyosun kendi hayatının benzerini görmek istiyorsun.Çıkmazları fırtınaları yaşayanları dinlemek istiyorsun.Senin kendi fırtınan bir gün dinecek sonra hayatına doğacak güneşin tadını çıkaracaksın.... tanımadığın birinden yardım istersen mesajını bekliyorum





8 Ocak 2013 Salı


Fanus içinde istanbul sokaklarında kulağımda p!nk - try :)


Sabah istanbul bize yılın ilk sürprizini yaptı :) bembeyaz heryer. Sıkı giyinip hemen kendimi Atiye sokağa attım Oyuncak ayılar kurşun askerler hediye paketleri Bu seneki süsler çok başarılı.Sanki içinde köpükler olan  cam fanus bir süsün  içindeymişiz gibi.Karlı havaları seviyorum bere atkı bilimum giysi içinde tek tip oluyosunuz sizi yargılayan çözmeye çalışan veya askıntı bakışlardan uzak gönlünüzce dolaşabilmek....
Kulağımda joy fm melodileri sıra sıra geçerken  pink çalmaya başladı kanalın konseptine ters ne işi var diye düşünürken şarkının sözleri birer birer kulaklarımdan geçmeye başladı.Yapıştımı dudağıma kocaman bir gülümseme :) o nasıl sözlerdir kardeşim 12 den vuran özellikle nakaratı ;

where there is desire          arzu olduğunda  
there is gonna be a flame    orda bir alev olacaktır
where there is a flame        
alev olduğu yerde
someone's bound to get burned     
mutlaka birinin yanması gerekecek.
but just because it burns         
fakat yanıyor olman
doesn't mean you're gonna die       
öleceğin anlamına gelmez
you've gotta get up and try try try...     
ayağa kalkıp yeniden denemek zorundasın...


Döner dönmez hemen youtube = search = pink try . Klibe ayrı hayran kaldım müthiş bir koreografiye Pink ve Taş (adam harbi taş :) ) partneri.aşkın bütün evrelerini anlatıyor,inişli çıkışlı anlar,kavgalar,arzular 
Dans ederken kavga anlarında vücutlarına yapışan boyalar sanki ilişkide yaşanılan asla geçmeyen yaraları anımsattı 
iyi seyirler :)




6 Ocak 2013 Pazar

Tekyön bar

Tekyön bara ilk dönemlerinden beri giderdim ancak uzun bir aradır gitmiyordum malum hormonlar ve feminenleşmem oranın konseptine ters olduğu için.
Genelde dışarı çıkarsak tercih ettiğim travesti ve mix barlardan çok sıkıldım.Abazan tacizciler meraklı bakışlar  g.tü kalkık travestilerin ve birkaç saatliğine prensesleşen cdlerle dolu mekanlarda eğlenemiyorum.
Ani bir kararla tekyöne gitmeye karar verdik.Saçlarımı topladım hormonlu göğüslerimi sargıladım gözlerimede  numarısz bir gözlük takıp düştük yollara :)
tahmin ettiğim gibi kapıdan geçerken görevliler tereddütte kaldılar.
Müşteri grubu hiç değişmemiş.Bearlar,koli peşinde sürtükler,normal sadece eğlenmek için gelenler,barın içinde bir anda efemineleşen kraliçeler. dolu dolu keyifli bir kalabalık.
Çok keyifli bir geceydi erkek arkadaşımı taciz eden bir kaç sürtük dışında herhangi bir terslik olmadan doyasıya eğlendik.Tekyönün bu kadar istikrarlı olmasının sebebi sanırım yıllardır değişmeyen çizgisi.
diğer mekanlar için nacizane yorumlarım ise diğer yazılarımda yazmayı planlıyorum :)

sevgi dolu günler...

5 Ocak 2013 Cumartesi

Doyumsuzluk

Çevrem 3-4 tane kalan hetero arkadaşlarım dışında gay cd travesti bisex lezbiyen v.b dolu.O kadar farklı hayatları gözlemleyebiliyorumki neredeyse her yaş gurubundan,çeşitli mesleklerden ve eğitim seviyelerinden bir çok insan.
kendimi keşfettiğimden beri taksim ve çevresinde yaklaşık 4 sene öncesine kadar sürekli gay mekanlarında bulundum. bir sürede almanyada gay hayatım oldu.
şimdi geçmişime bakıyorum da hiçbir zaman çok fazla partnerim olmadı yada şuanki halimle onlarca sevgilim
yok.çevremdekilerdeli doyumsuzluğu bir türlü anlayamıyorum sürekli partner sitelerinde dolaşarak beden tüketenler veya park köşeleri hamamlarda sinemalarda penis peşinde koşturmanın mantığını anlayamıyorum.Bu yanlız bizim ülkemizde değil yurt dışındada böyle  ama bizdeki kadar ileri seviyede değil.
Hayatımda biri var ona bağlıyım onun bana bağlı olduğunda emin değilim.Akşamları oturup film izlemek yada arkadaşlarımla oturup dedikodu yapmak :) kadar sıradan yaşamım. peki körkütük aşkmı yaşıyorum ? Hayır 
sadece bağlılık o bağ koptumu başka birilerini  hayatımdaki '' o '' olması için deniyorum.
aşk için değil belkide yanlızlık korkusu.